İnşaat Mühendisliği öğrencimiz Ahmet Salih Çetinkaya Romanya, University of Oradea'daki Erasmus deneyimini paylaşıyor.
Başı korku ve heyecan, ortası mutluluk ve samimiyet, sonu ise acı ve ayrılık olan bir zaman bütünü. Başvuru ve vize bekleme süreci stresli ve yorucuydu. Fakat Erasmus maceranıza başladığınız ilk günden itibaren bir an dahi pişmanlık hissetmiyorsunuz. Erasmus’ta kazanılan deneyimler, edinilen dostluklar paha biçilemez. İlk başta İngilizcem çok zayıf olmasına rağmen yanlış yapmaktan korkmayarak ve deneyerek İngilizcemi fazlasıyla geliştirdim. Kocaman, uluslararası bir aileye sahip olduk. Farklı kültürler, farklı diller ve farklı hayatlar gerekirse gerçekten üniversiteyi uzatmaya değecek inanılmaz bir tecrübe. Naçizane tavsiyem; imkânınız varsa üniversite hayatınızda bir defa dahi olsa mutlaka Erasmus fırsatını yakalayın ve değerlendirin!
Bazı şeyler üniversite okurken ders geçmeye çalışmaktan daha önemlidir. Erasmus’a gittiğimde bunu bir kez daha anladım. Bambaşka ülkelerden, bambaşka insanlarla aile olduk. İtalya’da, İspanya’da, Portekiz’de, Almanya’da, Fransa’da, Venezuela’da, Güney Kore’de, Romanya’da, Ürdün’de ve Fas’ta hem çalacak kapımız, hem de bizi ağırlayacak dostlarımız var.
Erasmus sayesinde yaşadığımız kültür alışverişinden çok şey kazandık ve paylaştık. Mesela, Avrupalılara pazarlık yapmayı, ikram etmeyi, kardeş olmayı öğrettik. Onlara ülkemiz ve dinimiz hakkında yanlış bildikleri şeylerin doğrularını anlattık. Bu programa neresinden bakarsanız bakın faydaları ve artıları zararından daha fazla. Lakin tabii ki her şey sizde bitiyor. Erasmus’a gidip boş bir dönem geçirenler de yok değil. Siz siz olun elinize geçen her fırsatı sonuna kadar kullanın.