Hümeyra Karabacak - Mimarlık - Polonya

Mimarlık bölümü öğrencimiz Hümeyra Karabacak, Polonya Opole Üniversitesi'ndeki Erasmus deneyimini paylaşıyor.   

“Erasmus sahip olabileceğin en deneyimli kültür zirvesidir”

Erasmus, kültürlerarası etkileşimin sağlanabileceği bir yaşam kesiti. Aslında benim Erasmus’tan beklentim kültürel farklılıkları yaşamaktı; farklı kültürlerden arkadaşlıklar edinip İngilizcemi geliştirmek ve mimari farklılığı yaşayarak deneyimlemekti asıl amacım. Ancak Covid-19 faktörü nedeniyle benim Erasmus deneyimim farklıydı. Bunların çoğunu yaşayamadım diyebilirim. Bu nedenle benim için Erasmus iki bölümden meydana geldi: Covid-19 öncesi ve sonrası.

Covid-19 öncesi:

‘’Erasmus ülkemizi tanıtma fırsatıydı’’

Şubat 18 2020’de Polonya, Opole Erasmus süreci başlamıştı. Dünyada vaka sayısı çok değildi, her şey normale yakındı. Tanışma etkinlikleri, şehir turları, organizasyonlar tam da beklenildiği gibiydi. Bu süreçte Portekizli arkadaşlarım olmuştu, Portekizce öğrenmeye bile başlamıştım. Daha ismini bile söyleyemediğimiz Portekiz yemeklerini yapmayı öğreniyorduk, onlar ise Türk lezzetlerini. Bu arada yemek ile ilgili hiçbir özlem yaşamadım, orada gözleme bile yapmıştık.

“Dil bilmeseniz bile korkmayın. Vücut dili her şeyi kurtarıyor”

İngilizcede pek iyi değildim, aksanım da yoktu ama yabancı arkadaşlarım açık ve anlaşılabilir konuşuyor olduğumu söylüyorlardı. Dolayısıyla bu beni çok mutlu ediyordu. Telaffuzdan dolayı karşılıklı yanlış anlaşılmalar yaşamıştık ve bunlar aramızda espri konusu olmuştu. Polonya’da Lehçe konuşuluyor. Düşünün ki yurt görevlileri bile İngilizce bilmiyor, sadece telefon ile iletişim sağlıyorsunuz. Ve yazılışını bile bilmediğimiz kelimeleri sadece telaffuz ediyorduk. Bu da yerel halkı ve yurt görevlilerini mutlu ediyordu. Bu arada Solaris alışveriş merkezinin arka çıkış sol tarafındaki yerli tatlıcı teyzenin bazı Türk dizi ve aktörlerini izliyor olması muhteşemdi. Bize kurabiye ısmarlamıştı :) Bu süreçte asla ırkçılık ve ön yargı yaşamadım. Hatta ülkemiz hakkında olan önyargıları kırdık diyebilirim. Her şey muhteşemdi, ta ki ilk Covid-19 vakası ortaya çıkana kadar.

Covid-19 sonrası:

Biraz da oradaki Covid-19 sürecini anlatmak istiyorum. İlk vaka: 6 Mart 2020.

İlk vaka sonrası Asyalı öğrencilerin ülkeye girişleri yasaklanmıştı. Henüz dersler başlamamış sadece bir kez okula gidip birkaç öğretmenimizle tanışmışken okulların başlangıç tarihi ertelenmişti. Bu süreçte birkaç ders online olarak başlamıştı. İlk hafta ortaya çıkan yaklaşık 50 vaka sayısı ve 1 ölüm sonucunda önlemler alınmaya başlanmıştı. Kaldığımız yurdun vaka artışı ihtimaline karşın karantina yurdu olarak düzenlenmesi nedeniyle yurdumuz değişti. Neyse ki yurt hep boş kaldı. Yerli öğrenciler kendi şehirlerine gittiler, öğrencilerin başka yurtlara girişleri yasaklandı. 15 Mart tarihinde Avrupa’da ilk kez Polonya ülke sınırlarını kapatmış; uçuşlar iptal, şehirler arası seyahat sorgulanır olmuştu. Marketlerde dezenfektan ve eldivenler zorunlu, kafeler, restoranlar ve müzeler kapalı, market saatleri değişip, kişi sınırlaması başlamıştı. Bizler açık havada, parklarda vakit geçiriyorduk. Sonrasında maske, şehirler arası seyahat yasakları, 2 kişi ve 2 metre mesafe kuralı, yaşlılara sokağa çıkma saatleri ve market yardım paketleriyle beraber herkesin parklara giriş yasağı başlamış ve para cezası gelmişti. Diğer ülkelere tahliye uçuşları düzenleniyordu.

Güvenlik üst seviye, vaka oranı diğer ülkelere göre az fakat yaşam standartları kısıtlanmıştı. Yurtlarda ortak mekanların kullanımından dolayı durum tedirgin bir hal almıştı. Uçuşların açılma tarihi ile ilgili hiçbir şey belli olmadığından 17 Nisan tarihinde 3. tahliye uçağı ile ülkemize dönmek durumunda kalmıştım. 14 gün Ordu karantina süreci sonrasında evime ulaşıp Erasmus’u daha yüzünü bile görmediğim ya da her hafta online görüştüğüm öğretmenlerim ile online eğitimle tamamladım. Bu süreçte her biri bana çok yardımcı oldular. Erasmus’taki tek mimarlık öğrencisi bendim. Ayrıca bizlerle her gün iletişimde olan Politechnika Opolska Erasmus Ofisi yetkililerinin yardımları da unutulamaz.

Erasmus sürecimi olağandışı yaşamış olsam da asla unutamayacağım bir deneyimdi. Opole’ye Erasmus’a gittim ve Opole’den başka hiçbir yere gidemedim:( Ancak orada yaşamış olduğum her bir gün bile benim için hayat dersiydi. Çünkü Covid-19 tüm dünyayı sarmıştı. Bu süreçte edindiğim arkadaşlıklar hala devam etmekte, bir gün yeniden buluşabilmek umuduyla. Ayrıca korona sürecinde bizimle bu derece ilgilenen hocalarımız olduğu için çok şanslıydık. Bizim her günümüzde yanımızda olduklarını hissettiren Erasmus ofisi yetkilileri, Mimarlık bölüm koordinatörümüz ve üniversitemize destekleri için çok teşekkürler. Son olarak, hiçbir zaman olmaz demeyin, imkansızı zorlayın ve yeniliklere açık olun!