Bilgisayar Mühendisliği öğrencimiz Âkif Kılıç, Polonya Politechnika Bialostocka Üniversitesi'ndeki Erasmus deneyimini paylaşıyor.
Merhaba. Erasmus maceram, evvelinde yaklaşık dört kez yurt dışı gezisi planlamam ve her defasında bazı sorunlardan dolayı planlarımın iptal olması neticesinde şansımı bu kez de Erasmus’dan yana kullanmak istememle başladı. İspanyolca öğrenmeye başlamam sebebiyle ilkin İspanya’ya gitmek istedim fakat yeni güncellemelerle dil sertifikaları istendiğinden Macaristan’a yöneldim. Onda da ders içerikleri uyuşmayınca mecburen Polonya’nın doğu tarafında, 300 bini aşkın nüfusuyla Bialystok’un Politechnika Bialostocka Üniversitesi’ne karar verdim.
“Bol yeşilliğiyle huzurlu bir ülke”
İlgili prosedürler sağlandıktan sonra ders seçimleri ve vize işlemleri gibi çok sancılı bir süreç başlıyor. Vizemin geç çıkması sebebiyle eğitime iki hafta geç başlayacakken virüsün çıkması ile Bialystok’a vardıktan iki gün sonra okulda bir derse bile giremeden iki haftalık karantinaya alındım. Bu süreçte de hayat her alanda ve anlamda durma noktasına geldiğinden karantinamın bitmesi neticesinde bir iki hafta da yurda dönüş denemelerim, konsolosluklarla iletişime geçmem ve ailemi teskin etmemle geçti. Ulaşım tamamıyla durma noktasına geldiğinden dönme çabalarım nihayetsiz kaldı.
Polonya’nın yemek kültürünün pek olmadığını söyleyebilirim. Çoğunlukla fast-food, pizza, hazır dondurulmuş yiyeceklerle besleniyorlar. Yeni yeni toparlanmaya çalışan, kendi mimarisini inşa etmeye girişen, durağanlık içinde, sessiz, sakin, geniş caddeleri, bol yeşilliğiyle huzurlu bir ülke konumunda.
“Yemek festivalleri için birkaç Türk yemeği bilmekte fayda var”
Gitmeden önce mutlaka hibenin alınması gerektiğini söyleyebilirim; diğer türlü kur dönüşümleri, alınan komisyonlar, bankalardan Euro almada yaşanan sıkıntılar can sıkıcı olabiliyor. Önceden hibeyi alabilmek için de vize işlemlerinin olabildiğince erken halledilmesi gerekiyor. Ayrıca banka kartlarının yurt dışına açık olması, Visa ve Mastercard kullanımında online işlemlerde çok sıkıntı yaşanılmayacağı, 3D güvenlik durumu var ise önceden ilgili operatörle iletişime geçip sorunun halledilmesi de hayat kurtaran ipuçları arasında. Ayrıca gitmeden evvel mutfak araç gereçlerini orada almamız gerektiğini, yemeği kendiniz yaptığınızı, bazen yabancı arkadaşlarla traditional food (geleneksel yemek) festivalleri yapıldığını dolayısıyla en az birkaç Türk yemeği bilmekte fayda olduğunu da aklımızın bir köşesinde bulundurmak lazım.
Bir çok şeyi burada aktarabilme imkanım olmasa da kendi adıma en olmadık zamanda gitmem, geç kalmam ve virüs olayı sebebiyle süreç pek iyi geçmemiş olsa da edindiğim iyi dostluklar, gördüğüm kültürel farklılıklar, test ettiğim Endonezya, Meksika, Çin vb. dünya mutfakları, insanlardan edindiğim genel kültür bilgileri, gözlemlediğim hayat tarzı ve düşünceler, Almanya, Avusturya ve Çekya gibi ülkeleri gezerken yaptığım analizler kısıtlı bir süreçte de olsa Erasmus’un bana kattığı pozitif yönler arasında yer alıyor. Üniversitenin iyileştirilmesi gereken birçok yönü bulunmakta fakat normal eğitim sürecinde iseniz ve herhangi bir probleminiz yoksa okuldan yana çok eğlenceli bir dönem geçirme potansiyeline de sahip.